Haber

Erkan Baş: “Can Atalay’ın Özgürlüğü Sadece Can’ın Özgürlüğü Değil, Cumhuriyet’in Özgürlüğü Demektir”

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş ve Hataylı partililerin tutuklu milletvekili Can Atalay için başlattığı yürüyüş 27. gününde devam ediyor. TİP Genel Başkanı Erkan Baş, yarın Anıtpark’ta yapılacak ‘Cumhuriyete Özgürlük Mitingi’ne vatandaşları davet ederek, “Bugün milletin egemenliğine saldırı altındadır. Onbinlerce oyla seçilen Can Atalay’a hukuksuz saldırı Halkın oyu ve milyonlarca insanın katıldığı Gezi direnişi aslında Cumhuriyet’e karşıdır.” “Yani milletin egemenliğine saldırıdır. Dolayısıyla bugün Can Atalay’ın özgürlüğü sadece Can’ın özgürlüğü anlamına gelmez. Aynı zamanda Cumhuriyetin özgürlüğü anlamına da gelir” dedi.

Hataylı TİP Genel Başkanı Erkan Baş’ın cezaevindeki Hatay Milletvekili Can Atalay için başlattığı “Özgürlük Yürüyüşü” 27. gününde devam ediyor. Baş, vatandaşları yarın saat 16.00’da Ankara Anıtpark’ta yapılacak ‘Cumhuriyete Özgürlük’ toplantısına davet etti. Baş, X (Twitter) hesabından yayınladığı videoda şunları kaydetti:

“Yoksulların ve emekçilerin emekleriyle kurulan Cumhuriyetin 100. yılında, ne cumhuriyetten ne de halk egemenliğinden eser bile kalmadığını görüyoruz. Bu gerçeği görüyor ve biliyoruz. Tüm kurucu değerlere saldırılarak oluşturulan Saray Rejimi: Bugün Can Atalay için özgürlük istemek, Cumhuriyet için özgürlük göstergesi değildir.” “Özgürlüğü istemek demektir. İşte bu yüzden tüm vatandaşlarımızı yorulmak bilmeyen özgürlük arayışımıza ve yarın saat 16.00’da Ankara Anıtpark’ta yapacağımız ‘Cumhuriyete Özgürlük’ toplantımıza güç vermeye davet ediyorum.”

Baş şunları söyledi:

“HATAY HALKININ VEKİL VEKALETİNİ VERDİĞİ CAN ATALAY’IN BİR AN ÖNCE O DÖRT DUVARDAN KURTULMASI İÇİN YÜRÜYÜŞÜMÜZ BAŞLADI”

“Özgürlük yürüyüşümüzün 27. gününde kalbi bizimle atan tüm vatandaşlarımızı sevgiyle selamlıyoruz. Artık son aşamaya girdik. Bir an önce Can Atalay’la buluşmak, emeğin ve eşitliğin sesini daha da yükseltmek istiyoruz. Cumhuriyetin 100’üncü yılında. Ama saray tartışmaya yer bırakmadı. Anayasa Mahkemesi kararı olmasına rağmen Can Atalay’ı serbest bırakmamak için adeta takla atıyorlar. Aradan iki gün geçti. Milletvekilimiz hâlâ tutuklu. Hukuka aykırıdır, bu kadar umursamazlık olamaz, bu kadar sorumsuzluk olamaz, sessiz kalıp bunu kabullenmek asla mümkün değil, kabul etmeyeceğiz, Can’ın içeride geçirdiği günler, saatler, dakikalar değil, saniyeler hatta saniyeler. Saniyelik bir hukuk katliamıdır, yürüyüşümüz bu suç sirkinin bitmesi, bu haksız ve hukuksuz kibrin ortadan kalkması, Hatay halkının vekalet verdiği Can Atalay’ın o dört duvarı terk etmesidir. mümkün olur olmaz. Kurtarılmaya başlandı. Bunu başaracağız, emin olun.

“ONBİNLERCE HALKIN OYLARIYLA SEÇİLEN CAN ATALAY’A VE MİLYONLARCA HALKIN KATILDIĞI GEZGİN DİRENİŞİNE YÖNELİK HUKUKSUZ SALDIRI, GERÇEKTE CUMHURİYETE, yani MİLLET EGEMENLİĞİNE YAPILMIŞ BİR SALDIRIDIR”

100 yıl önce zavallı halkımızın büyük emekleri ve fedakarlıkları ile kurulan Cumhuriyetimizin, 100 yıl sonra cumhuriyet olmanın tüm özelliklerini kaybetmiş bir saray rejimine dönüşmesi, onlara uygulanan muameleden ayrı düşünülemez. Can Atalay. Neden bu şekilde düşünüyoruz? Cumhuriyet ne demek istiyordu? Hatırlamak. Bize ilkokulda anlatılan cumhuriyet neydi? Cumhuriyet halkın egemenliğiydi. Bugün milletin egemenliği saldırı altındadır. Halkın on binlerce oyu ile seçilen Can Atalay’a ve milyonlarca insanın katıldığı Gezi direnişine yapılan hukuksuz saldırı aslında cumhuriyete, yani halkın egemenliğine yapılan bir saldırıdır. Bu nedenle Can Atalay’ın bugünkü özgürlüğü sadece Can’ın özgürlüğü anlamına gelmiyor. Bu aynı zamanda Cumhuriyet için özgürlük demektir. Can’ın özgürlüğünü savunmak, halkın hiçbir şüpheye yer bırakmadan gerçekten yöneteceği bir Cumhuriyetin özgürlüğünün önünü açmak demektir. 100 yıl önce büyük emek ve umutlarla kurulan, ancak sermaye ağları ve onların beslediği din tüccarı siyasetçiler tarafından gasp edilerek ele geçirilen Cumhuriyeti özgürleştirmek, halkın gerçek egemenliğini sağlamak demektir. İşte tam da bu yüzden TİP olarak Özgürlük Yürüyüşümüzü sadece Can Atalay’ın değil, işçilerin, kadınların, gençlerin, Kürtlerin, Alevilerin, baskı ve yoksullukla mücadele etmek zorunda kalan tüm ezilenlerin özgürlük talebiyle birleştirdik. bu ülkede.

“CAN’IN, SEYAHAT TUTUCULARININ, TÜM SİYASİ TUTUKLUKLARIN, VASİYETİ DOLARA ALINAN HALKIN, SERMAYEYE VE irticaya YÜRÜTÜLEN CUMHURİYETİN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KAZANMAK İÇİN MÜCADELEMİZİ BİR AN YAVAŞLAMAMIZ GEREKİYOR”

Yarın Ankara’da bu talebimizi bir kez daha hep birlikte, en yüksek sesle, en büyük kalabalıkla, en inatçı yanımızla dile getireceğiz. Tüm vatandaşlarımızı 28 Ekim günü saat 16.00’da Ankara Anıtpark’ta düzenleyeceğimiz ‘Cumhuriyete Özgürlük’ mitingine katılmaya ve özgürlük yürüyüşümüze güç vermeye çağırıyorum. Belki yarın Özgürlük Yürüyüşümüzü hep birlikte tamamlayacağız. Ama zafere kadar yine ‘Bu daha başlangıç’ diyeceğiz. Çünkü yapacak çok işimiz var. Çünkü Can’ın, Gezi tutsaklarının, tüm siyasi tutsakların, iradesi gasp edilen halkların, sermayeye ve gericiliğe köle olan Cumhuriyetin özgürlüğüne ortak çabamızla kavuşması için mücadelemizi bir an olsun yavaşlatmamız gerekiyor. Bu tüccarların saltanatını yok etmek için bir dakikamızı bile boşa harcamayacağız. Ta ki zaferi kazanana kadar. İşte o zaman emeğin, eşitliğin ve özgürlüğün Cumhuriyeti’ni, sosyalist Cumhuriyeti hep birlikte, gönül rahatlığıyla, iç huzurla, el ele vererek, geleceğe inançla bakarak kutlayacağız. O zaman Cumhuriyetimiz asırlarını esaretle değil, özgürlükle geçirecektir.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu